Kahve deyip de geçmeyelim.
Önce kahvenin ne olduğunu ve nelere yaradığını bilelim ve öğrenelim.
Kahve sadece bir teselli aracı değildir.
Kahve aynı zamanda faydalı bir içecektir.
Kahve içerek rahatlamak ve böylece huzurlu olmak mümkündür.
Depresyon riskini azaltır.
Kahve enerji verir, yorgunluğu alır.
Metabolizmayı hızlandırır, yağ yakmayı destekleyebilir.
Düzenli tüketildiğinde parkinson ve alzheimer gibi bazı nörolojik hastalıklara karşı koruyucu olduğu
tesbit edilmiştir.
Bir antioksidan kaynağıdır.
İşte kahve böyle bir içecektir.
Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır…
Böye bir ürünün fiyatı, iklim koşulları ve ekonomik olumsuzluklar nedeniyle, el yakacak derecede
artmıştır.
Öyle ki neredeyse dün aldığımız kahveyi, bugün aynı fiyata almak mümkün olamıyor.
Artık kahve keyfinin kaçtığını söylersek yalan olmaz.
Fiyatı arttırırsan, alan olmaz.
Fiyatı arttırmasan, ekonomik kriz nedeniyle zarar edeceksin.
Türkiye’nin kahve tüketimi son 11 yılda 450 gramdan, 1.5 kiloya çıkmış.
Öğrencilerin ve sabit gelirle çalışanların bir sosyalleşme aracı olarak gördüğü kahve, artık lüks
sayılabilecek fiyatlara ulaştı.
Vatandaş ekonomik sıkıntılarla boğuşurken, bu fiyat artışları sadece kahvenin değil içenin de
keyfini kaçırıyor.
Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır demişler.
Görünen o ki; 40 yıl hatırı olan kahveyi, bu gidişle 40 yılda bir içeceğiz…
YORUMLAR