6 Şubat 2023… Hatay için bir milat! O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Deprem felaketinden önce hayat ne kadar zor olursa olsun, bir şekilde sürüyordu. 5 Şubat’a kadar her şey, ‘hayatı çekilir kılma’ savaşıydı hatta ama, 6 Şubat’la birlikte o savaşın yerini ‘’hayatta kalma’’ mücadelesi aldı.
Aradan 33 ay geçti…
Evet, Hatay’da bir şeyler yapılmaya çalışılıyor belki amai gelinen nokta, yapılanların yetersizliğini ve plansızlığını da gözler önüne seriyor. Şehrin bazı noktaları, hayat sanki normale dönmüş gibi gösteriliyor, eskisinden daha iyi gibi sunuluyor! Oysa durum bu değil, hiç değil! Durum ne mi ?Çamurun, keşmekeşin ve çaresizliğin ortasında nefes almaya çalışan bir hayat ve o hayatın içinde sıkışan yüzbnler var! İşte durum tam olarak bu…
Elde avuçta kalan o hayata dair sık sık fotoğraflar paylaşıyoruz sizlerle. Ama o kadraja sığanların hayatıyla, aynı kadrajın dışında kalanların hayatı arasında dev bir uçurum var. O yüzden, 6 Şubat’ı uzaktan izleyenlere gelsin bu sözüm; Depremin enkazından geriye kalanların üzerinde yükselen yeni şehirde bugün hala dağ gibi sorunlarla boğuşan ve ‘yarın’ derdi olanlar, çoğu zaman o kadrajlara sığdırılan sahnelerde yaşamıyor.
Kadraja sığmayan gerçekler mi?
Çok farklı…
Eziyete dönüşen bir trafik, hala sağlıklı işleyemeyen bir ulaşım sistemi, sürekli kesilen sular / elektrikler ve yarattığı travmalar, süren alt yapı çalışmaları sırasında yaratılan zararlar, çökmek üzere olan bir sağlık ve eğitim sistemi… Bunlar, geleneksel kadrajın dışında kalanlar! İçinde kalanlar adına konuşan ve yapıldığı söylenen “yatırımlar” için alkış bekleyenler mi? Hatta o alkışın manşetinde haber yapanlar ve sorunlardan çok ‘yaptıkları için alkışı bekleyenleri’ cilalayanlar mı?
Asıl sorunumuz da bu mu sahi?
Haklısınız! Medya ve resmi görseller çoğu zaman asıl olanı, yaşananı göstermiyor. Kadraj, sadece algıyı yansıtıyor, gerçeği değil. Gerçek ve kadraja sığanlar arasındaki uçurumsa devasa. Malcolm X’in dediği gibi; “Gerçekleri görmek istemezseniz, size gösterilenleri gerçek olarak algılarsınız.” Hatay’da olan da tam olarak bu! Kadrajda görünen “düzelen şehir” ile gerçekte yaşanan “hayatta kalma mücadelesi” arasındaki fark, hâlâ göz ardı ediliyor. Ve bu fark, her geçen gün daha da büyüyor.

YORUMLAR