El Emeği Göz Nuru
Türkiye’nin birçok bölgesinde üretilen yöresel bebeklerin kent içi turizmde yarattığı enerji konuşulur. Antakya mı? Şu ana kadar çok bilinmese de, Antakya’lı hanımlar da benzer bir üretimde! Tamamen el örgüsü bebeklerin en büyük alıcısı mı? Çin malı oyuncakların riskinden kaçan Anneler…
“Bilmiyorum kaç sene oldu, ama 30 seneyi geçti” diyerek başladı sözlerine… İzmir’de başlayan hayatının Antakya’da devam eden kısmında tek başına ayakta durma cesareti gösteren ve bu konuda tedirginlik yaşayıp da hayatı hep bir adım geriden izleyen diğer tüm kadınlara da örnek olan Sevil Albeyoğlu (72), “El emeği göz nuru” diye adlandırdığı üretimleri ile dolu küçük dükkanını işaret ederken, elinden geldiğince kendi gibi bir şeyler yapmak isteyen her kadına bildiklerini öğretmeye çalıştığını söyledi.
-AMİGURUMİ BEBEK-
Bazen, kadınların kendi evlerinde yaptıkları üretimleri de dükkanının vitrinine koyduğunu ve satılmasına yardımcı olduğunu söyleyen Albeyoğlu, “Son zamanda en çok ilgi çeken el emeği göz nuru işlerimizden biri de örgü bebekler (Amigurumi)” dedi. Örgü örenlerin çok iyi bildiği bu tekniğin hem yapanlara para kazandırdığını hem de yüzde yüz sağlıklı ve doğal ürünler kullanılması dolayısıyla annelerin ilk tercihi olduğunu ifade eden Sevil Albeyoğlu, “Çocuklarının oynadığı oyuncaklar nedeniyle ‘sağlıklı mı?’ diye tedirgin olan anneler de bu oyuncakları tercih edebilir” diye konuştu.
-FİYATLARI UYGUN-
Normal şartlarda piyasada satılan oyuncakların büyük ölçüde plastik ve Çin malı olduğuna işaret eden, bu yüzden de anne-babaların bu konuda sürekli tedirginlik yaşadığını söyleyen Albeyoğlu, “Üretimler, bazen siparişe göre de yapılabiliyor. Zaten bebekleri ilk görenler şaşırıyor, eline alıp inceliyor. Tabi merak edilen bir diğer şey fiyatı oluyor. Öyle beklendiği gibi pahalı değiller. Ama bu işi uzaktan izleyenler şunu da iyi bilsin ki, kadınlarımız bu konuda inanılmaz bir emek ortaya koyuyorlar. Her detayı ilmek ilmek örüyorlar. O her ilmek, kadınların ekmek kapısı oldu desem… Zaten onlar da böylesi bir üretimde bulundukları için mutlu oluyor. Merak edenler Uzun Çarşı’daki dükkanımıza gelirse daha fazla çeşidi burada görebilir, hatta kendi istedikleri bir modeli sipariş bile verebilirler. Fiyatlar 25 TL’den 100 TL’ye kadar çıkıyor” diye konuştu.
-DESTEĞİM ONLARLA-
Aslen İzmirli olan Sevil Albeyoğlu (72), aradan geçen 30 seneyi aşkın süre içinde, kendi gibi üretmek ve para kazanıp aile bütçesine katkıda bulunmak isteyen Antakyalı
kadınlara dükkanının kapısını sonuna kadar açtığını, burada olduğu sürece açmaya devam edeceğini söylerken şöyle devam etti:
“Buradaki dükkanım küçük. Ama yaptığımız işler büyük. Çünkü burada sadece benim değil, birçok kadının emeği, yüreği, çabası ve üretimi var. Ben, ‘kendi paramı kazanmak istiyorum, bunun için de öğrenmek ve üretmek istiyorum’ diyen her kadının yanındayım. Emin olun, bu fikirde olan, kendi parasını kazanmak isteyen o kadar çok kadın var ki… Ama ‘nasıl yaparım’ diye soruyor birçoğu! Ben de ulaşabildiğim kadar kadına yardımcı olmaya çalışıyorum. Aslına bakarsanız birbirimize yardımcı oluyoruz. Çükü hepimiz bir şekilde ayakta kalmaya çalışan kadınlarız. Zaten dükkanın vitrininde bir rafı da sırf bu bebekler için boşalttım. O desteği verebilmek için boşalttım. Her satış onlara destek anlamına geliyor. Zaten bu bebekleri görenler de almadan gitmiyor. Özellikle annelerin ilgisi çok güzel.”
–KURSLAR İYİ, AMA!-
Geleneksel Japon sanatı olan, tığla veya şişle örülerek yapılan Amigurumi bebeklerin kadınlar için yeni bir ekmek kapısı olduğunu söyleyen
Sevil Albeyoğlu, açılan kurslarla kadınların birçok alanda üretim yapma becerisi kazandığını söylerken, belki de çok fazla fark edilmeyen bir konuda yetkililerin çözüm üretmesini de istedi…
“Kadınlarımız üretmek istiyor. Üretmek istediği için de kurslara gidiyor.
Çok güzel şeyler öğreniyor. Belki de hayatında hiç bilmediği bir alanda yeteneğini geliştiriyor. Bu konuda kurs açan ve kadınlarımıza destek olan bütün kurumlara teşekkürler. Ama birçoğu, öğrendiklerini paraya çevirmek istese de onu yönlendiren birilerini bulamıyor. Bu nedenle evinin dört duvarı arasına dönen çok fazla kadın oluyor. Belki de yapmamız gereken, onlara üretmeyi öğrettiğimiz gibi, ürettiklerini nasıl satabileceklerini de göstermeli, öğretmeliyiz.” -Tamer Yazar-