Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Valilik emriyle ve Belediye eliyle…

Peki, Geride Kalanlar Ne?

Peki, Geride Kalanlar Ne?

Her şey kanun çerçevesinde! Uygulama da!Ancak uygulanan kanunun gerisinde bırakılan hayatın çaresizliğine ‘çözüm’ eklemeyi unutursak eğer, kaybetmeye başladıklarımız, kanun eliyle sağlamaya çalıştıklarımızdan çok daha fazla olacak gibi görünüyor! “Ekmek parası” dediklerini belediye görevlilerine vermek zorunda kalan bu genç kadının gözyaşı da buna dair…

‘Geri Dönüşüm Sektörü’, Türkiye’de, son sayıma göre yaklaşık 2.5 milyon insanın geçim kaynağı. Ancak son yıllarda bu alana yönelik getirilen kanuni kısıtlamalar, cezalar ve düzenlemeler, yoksul yaşamların ‘ekmek parası’ durumundaki ‘atığın’ çöpten toplanması kısmında görevlilerle toplayanları sık sık karşı karşıya getiriyor. Her karşılaşma ise ‘gözyaşı’ ve ‘umutsuzluk’ finali ile son buluyor. Bunun son örneği Antakya’da yaşandı.
-ATIK DEĞİL!-
Geride kalan Pazar günü, Antakya Spor Salonu’na yakın bir noktada ‘atık toplayan’ genç bir kadın, Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir ekip tarafından durduruldu. Çevredekilerin meraklı ve şaşkın bakışları olan biteni anlamaya çalışırken, tek tekerli bir el arabasının üzerine yerleştirdiği çuvalına doldurduğu plastik ve diğer malzemelerle ilerlemeye çalışan genç kadının önce fotoğrafı çekildi, ki bu da durumun ‘resmi olarak belgelenmesi’ şeklinde algılandı. Ardından, kadının itirazları arasında, arabası ve içindekiler el yordamıyla belediye aracının arkasına alındı. Tüm bunlar olurken, belediye görevlileri ‘Hatay Valiliğinin Emrini’ yerine getirdiklerinin altını çizdi, kanun hatırlattı, kanunu uygulamak zorunda olduklarını da… Onların ‘atık’ dediğine genç kadının ‘ekmek parası’ deyişi ise yürekleri burktu.
-ÇOCUKLARIM VAR-
İsmi belli değil… Ama gözyaşına karışan titrek sözleri şöyle sıralandı:
“Bu araba benim bile değil… Kaynanamların! Şimdi ben ne yapacağım? Nasıl yapacağım? Ta Armutlu’dan beri sürüyorum ben bu arabayı. Onlar benim ekmek paramdı. Ekmek param… Üç çocuğum var benim. Şimdi ne yapacağım?”
Durumu izleyen bir vatandaşın tepkisi ise, kanun değil, ama uygulamaya eklenemeyen ‘çözüm’ noktasında oldu:
“Tamam, kanuna göre yasak! Bu güzel! Yasaksa yasak… Uygulasınlar! Ama uygulanan bir kanunun çözüm getirmesi de gerekmez mi kardeşim? Şimdi bu kadın ne yapsın? Ekmeğini nasıl kazansın? Bildiği tek yolu elinden alındıktan sonra nereye gitsin? Bundan sonrasında ne yapsın? Bütün gün topladıklarını elinden aldık! Tamam da bitti mi şimdi? Bitmedi! Aksine onun hayatını hiçe saydık, o yüzden hiç bitmedi! Bu kadını çaresiz bırakıp, ona ‘bu işi yapma’ derken çözümü vermezsek, sorun yaratırız! Bu tür insanları kanunsuzluğa iteriz. Çaresizliklerini kanun dışı yolara mahkum ederiz. Tamam, belediye görevlisi de haklı Valilik demiş, onlar da uyguluyor. Ama şunu yapsınlar… Madem bu işi yapma diyorsun! Ama sadece bu kadına değil, bunun gibi onlarca, yüzlerce insana… O zaman, bu insanlara çözüm üretmek gerekiyor, devlet olarak! Yasak deyip işi oluruna bırakmak, işin kolayı! Zoru mı? Çözüm üretmek! Peki, üretiyor muyuz?”
-KANUN NE DİYOR?-
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, sokaklarda katı atık toplanmasına yönelik olarak 2005 yılında bir düzenleme yaptı ve yönetmelikle de bunu tüm birimlere bildirdi. Ancak aradan geçen sürede bu denetimler istenilen sıklıkta yapılmadı. Ancak, katı atık toplayanların sayısının hızla artıp kontrolden çıkması, çöplerden hiçbir hijen kuralına uyulmadan, hastalık bulaşma riskine rağmen atık toplamanın sürdürülmesi, bunun yanında güvenlik zafiyeti de oluşması üzerine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, atık kağıt alımı yapan firmalara tebligatta bulundu. Onlara, 2005 yılındaki düzenlemeyi yeniden hatırlattı. Kayıt altında olmayan sokak toplayıcılarından kağıt alan işyerlerine ise 140 bin TL para cezası verileceği açıklandı.
Bilindiği gibi bu duruma en net tepki Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Dinçer Mendillioğlu’dan gelmişti. Mendillioğlu, “İşçileri sisteme entegre etmek adı altında getirilen bu uygulama yalnızca az sayıda işçinin firmalarda çalıştırılması, geri kalanının da bir anda işsiz kalması, yani sektördeki atık toplama kapasitesinin düşürülmesi anlamına geliyor” demiş, yasanın gerçekle uyuşmadığının altını çizmişti.
-Tamer Yazar-