Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murad DEMİRKOL

Bulutumsu

Bulutumsu

Öyle ya da böyle, dijital çağ vurgusu hemen her yanımızda…

Ve belki insan kavramının yeniden tanımlanması zorunluluğu…

Bir kara delik veyahut bir moleküler sıçrayış…

Geleceğe uzanan bir ışığın yeniden yansıması belki…

Umut nerede başlar, gelecek nerede diye inleyen mevsim

Fener alayları nerede diye…   

Sırt sırta vermiş ağaçlar, ırmaklar ve sonra ormanlar,

Gökyüzü ve kuyruğuna sımsıkı sarılı uçurtmalar…

Birileri düşlerimizin bir kısmını yırtmış olabilir mi?

Ritmin durgunluğu sezmek neyse o… Coşkudan uzak renkleri, sesi ve ivmeyi…

İçimizin dışına taşmasına sebep olan bir yırtık,

Anlamlı düşüncelerin dokusunu tahrip etmiş gibi

 “Gökyüzüne bakıp,  sayılamayacak kadar yıldız saymak istiyorum…” kızımın isteği bu…

 “Çok yıldız, çok hayal demekmiş” diye mırıldanıyor…

“Yıldızlarla çevrili bir teleskop ne şanslıdır kim bilir” diye…

Kaygılı bir denklemin karmaşasına, ucu açık bir tebessüm sığdırmalı…

Geleceği olan bir umut…

Geçmişten kopan her sözcüğe basit bir karşılık bulmalı…

Mutluluğun aritmetiğine dokunur gibi…

Öyle ya da böyle, dijital çağ vurgusu hemen her yanımızda…

Ve belki insan kavramının yeniden tanımlanması zorunluluğu…

Sesi az çıkanın yok sayıldığı, popüler olanın en iyi sayıldığı bir bulanıklık…

Kasvet tükenmez

Esnemez

Geride kalmaz…

Ancak her şeye rağmen yaşamayı öğrenmek diye sıradan bir ivmeye kulak vermeli…

Yaşamak…

Bir uğultu ya da insanlar arası bir yalnızlık

Herkes herkesin karşılığı ve herkes herkesin derdine devaymış algısına kapılmadan

Doğanın hiçbir kaygısı yokmuş yanılgısına

Umuda göz kırpan ilk gözlem değil sanırım…

Tükenişe yaklaşan bir bedenin, gizliden yanaştığı bir sıçrama da…

Hangimiz içimizdeki oyuğa sırt çevirebilir ki?

Tersinmelerin bu kadar yaygın olması bir tesadüf mü?

Sersem öfkelerin acı devşirdiği bu umarsızlık…

İnsanlar dalgın yürümek zorundaymış gibi…

Bezgin ve umarsız

Bir umut kaç başarılı kurguyla irkilebiliyorsa o…

“Çiklit balıkları ve vatozlara odaklanan araştırmacılar, ilk aşamada bir su haznesindeki balığa, tümü mavi veya sarı olan en fazla beş adet kare, daire ve üçgenden oluşan bir görüntü gösterdi…”[i] diye bir habere ilişiyorum…

“Bonn Üniversitesi’nin yürüttüğü çalışmada; Balıklar, görece kolay olarak, daha çok sayıda şeklin olduğu kapıyı seçmek yerine, aritmetik ilişkiyi gerçekten anladıklarını göstererek “artı bir” yönergesini tutarlı bir şekilde takip ettiler…” 

Balıkların bilişsel becerileri test edilmiş ve onlar bu testi geçmiş… 

Yıldızlarla çevrili bir teleskop ne şanslıdır kim bilir?

Mavi bir ritimle çevrili o balıklar…

Moleküler bulut olmanın çok ötesi

Bir sıçrayış…

Eksi bir yerine, artıyı yakalamak…

Umut nerede başlarsa orası, gelecek nerede başlarsa…

Sırt sırta vermiş ağaçları, ırmakları ve sonra ormanları,

Gökyüzü ve kuyruğuna sımsıkı sarılı uçurtmaları…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER