Değerli Sanat Dostları!
2. Uluslararası Akdeniz Kentleri Sanat Buluşması’nın yoğun hazırlığı içindeyiz.
Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da, 13-18 Kasım 2017 tarihlerinde, yerelden ulusala, ulusaldan evrensele onlarca edebiyatçımız etkinliklerimizde yer alacak.
Bu yıl Antalya’nın da katılımıyla biraz daha güçlendik.
Bu yıl etkinliklerimizin onur konuğu, yalnız Antakya’nın değil, tüm ülkemizin yakından tanıdığı AŞkdenizli ozan Sabahattin Yalkın olacak.
Etkinlikler kapsamında, 3. Altın Defne Edebiyat Ödülü, 2. Altın Defne Genç Şiir Ödülü ile 1. Altın Defne Sanat Ödülü sahiplerini bulacak.
Bu yılın tema’sını “Başka bir dünya mümkün” olarak belirledik.
Anadolu’nun en güney noktasında, Antakya kentinin, halkının, yazarının katkısıyla etkinlik düzenleme tavrının arka planında, edebiyatın ve edebiyatçının onurunu kamuoyunda yükseltmek anlayışı yatmaktadır.
Kültür ve sanatın alabildiğine popülerleştiği günümüz koşullarında, edebiyatın derin sesini insanlarımıza duyurmak zorundayız.
Bundan 2300 yıl önce bugünkü adını alan Antakya, dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden biridir.
Antakya, dillerin ve dinlerin kaynaştığı, çeşitli uygarlıklara tanıklık etmiş kadim bir kent.
Antakya, barış içinde bir arada yaşamak adına, kendine özgü bir kültür oluşturmuş durumda. Çok dilli, çok dinli bir kültür mozaiğini içinde barındırıyor.
Ve edebiyat en çok böylesi hoşgörü ve barış zeminlerinde ortaya çıkar.
Antakya, ulusal ve evrensel alanda sanatçı/ edebiyatçı yetiştiren bereketli bir topraktır. Mehmet Aksoylar, Ayla Kutlular, Hüseyin Ferhadlar, Ali Yüceler, Burhan Güneller, Tülay Ferahlar, Sabahattin Yalkınlar, Süleyman Okaylar, Faris Kuseyriler……. Ve daha pek çok edebiyatçımız, sanatçımız, burada doğmuş, burada yetişmiş büyük değerlerimizdir.
18-20 Nisan 2003 tarihlerinde, dönemin Belediye Başkanı Sayın iris Şentürk ile Ankara’da yaşayan işadamı, sanatsever İbrahim Seyfittinoğlu’nun katkılarıyla I. Antakya Edebiyat Günleri’ni başlattık. 3 gün süren etkinliklerimize yerel ve ulusal 50 edebiyatçı katılmıştı. (Bu etkinlik belediye tarafından kitaplaştırıldı).
Antakya, tarihinde ilk kez böyle görkemli bir etkinliğe ev sahipliği yapmıştı. Üniversite salonlarından belediye salonlarına, kütüphaneden kitapçılara, farklı mekânlarda farklı kesimlerden insanlarımızın katılımıyla söyleşilere, panellere, yazarlık atölyelerine, sergilere sahne oldu. Bu ve bundan sonraki Antakya Edebiyat Günleri Antakya’nın kültüründe olduğu gibi, barışın, dostluğun, sevginin paylaşımın bir simgesi olmuştu.
II. Antakya Edebiyat Günleri 22-25 Nisan 2004 tarihlerinde, 60 kadar yerel ve ulusal edebiyatçının katılımıyla gerçekleşti.
Ve II. Antakya Edebiyat Günleri’nin en güzel yanı, etkinlikleri yakın komşumuz Suriye’nin edebiyatçılarıyla birlikte yapmamızdı. Binlerce yıllık ortak bir tarihe ve kültüre sahip olduğumuz kardeş ülkenin edebiyatçılarıyla ilk kez temas kuruyorduk. Ve etkinliklerimiz, uluslararası bir boyut kazanıyordu. Kötü bir dönemden geçiyorduk. Savaş olgusu alabildiğine gündemde. Komşularımız, Suriye’de, Lübnan’da, Filistin’de, İran’da… tehdit altında. Ne yazık ki savaş olgusu tüm vahşiliği ile hâlâ gündemde.
Etkinliklerin 2. Günü 80 kadar edebiyatçıyla birlikte dünyanın en eski kentlerinden Halep’te Arap yazarlar Birliği ile üç yıllık bir kültür protokolü imzaladık. Arap Yazarlar Birliği 21 Arap Ülkesi edebiyat örgütünün çatı örgütüydü. Bu protokolü imzaladıktan sonra çok sayıda edebiyatçımız Arap ülkelerine gitti, onlarca Arap edebiyatçıyı da ülkemizde ağırladık. Ç.S.G hep Arap Yazarlar Birliği ile birlikte gerçekleşti.
Üçüncü Antakya Edebiyat Günleri artık Çukurova Sanat Günleri’ne dönüştü. Bu yıl on birincisini yaptık. Ç.S.G gibi büyük bir edebiyat şölenine “Akdeniz Kentleri Sanat Buluşması’nı ekledik. Antalya’dan Antakya’ya kadar 4 il ve onlarca ilçede bir edebiyat şöleni gerçekleştirilecek. İki büyük organizasyon dışında yaptıklarımızı Antakyalı sanatseverlerin takdirine bırakıyorum.
Başından beri, tüm darbelere karşı çıktık. Her türlü şiddetin, savaşın haksız olduğunu söyledik. Terörü lanetledik. Lanetlemeye de devam edeceğiz.
Saygılarımla!