Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Havaalanına taksi için ödenen:

Uçak biletinin 2-3 katı!

Uçak biletinin 2-3 katı!

Yeni havalimanına ilişkin eleştirilerini paylaşan Necmettin Çalışkan, “Yolcu sayısı artmadı, biletler ucuzlamadı, daha hızlı ulaşım olmadı. Peki, niye yapıldı? Ya peki eski havaalanı ne oldu? Yabancılar, eskisinin kapatılıp yerine park yapılacağını duyduğunda kahkaha atıyor” derken, eleştirisi oldukça net…

Yeni yapılan İstanbul Havalimanı, görkemli mimarisi ile çok konuşuldu belki ama, kullananlar noktasında şikayetler de eleştiriler de bitmedi. Bu isimlerden biri, Saadet Partisi’nin Hatay’daki önemli ismi, Parti’nin Genel İdare Kurulu üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan.
Geçtiğimiz günlerde kullandığı havaalanı için oldukça çarpıcı tespitlerde bulunan Çalışkan’ın saptamaları, ara başlıklar halinde şöyle:
-ESKİ NE OLDU?-
İstanbul Atatürk Havalimanı, 50 binden fazla kullanıcının oyladığı bir araştırmada 5 üzerinden 4,16 puan almış ve bu sonuçla, dünyanın en iyi havalimanları listesinde, Singapur ve Zürih’in ardından üçüncü sıraya yerleşmiş.
Ne güzel bir haber! Ama bir haber daha var: Biz, ülke olarak bu havalimanını kapatıp, yerine milyarlarca dolar harcayarak yeni bir havaalanı yaptık.
Paramız çok olup ne yapacağımızı şaşırdığımızdan değil elbet. Harcanan para üretime yönelik olsaydı; ülke kalkınır, istihdama sorununun çözümüne katkı sağlar, eğitim, sağlık ve tarım sektöründeki birçok probleme merhem olabilirdi. Ama olmadı.
-NERDEN BAKMALI?-
Nasıl ki, tarihte bazı dönemler, belli yapılarla ve işlerle tanınır. İşte AK Parti dönemini de anlatacak en iyi proje, zannederim ‘İstanbul Havalimanı’ projesi olacak. Bir yandan eskisine nazaran fazladan katkı sağlamayan, boşa harcanmış milyar dolarlar, bir yandan da dünyanın sayılı havaalanlarından birisi olan muazzam bir yapı.
Nereden bakmak isterseniz!
-KONUM HATASI!-
Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, havalimanının konumu, uçakların Bulgaristan hava sahasını kullanmadan inmelerine imkân vermiyor. Bu nedenle, Türkiye, her inen uçak karşılığında Bulgaristan’a ödeme yapmak durumunda kalıyor. Ülkenin coğrafi genişliği yetmemiş!
İlgili Bakanlık açıklama yaptı. Açıklamaya göre, iç hat uçuşlarına hazineden ödeme yapılmayacakmış. Ne büyük lütuf! Peki, başka kurumdan yapılacak mı? Dış hat uçuşlarına ödeme yapılacak mı? Enflasyon rakamları da dahil her şeyi tahrif edenlerden, laf cambazlığı ve her türlü kelime kurnazlığı beklenir. Sorunlar, bununla sınırlı olsa keşke… Bitti mi? Hayır!
-YENİDEN!-
İstanbul Havalimanı, kuşların göç yolları üzerinde olduğu için, iniş ve kalkış sorunlu. 20 Mayıs tarihli haberlere göre, ‘Rüzgâr nedeniyle, Cuma günü yaklaşık 2 saat boyunca İstanbul Havalimanı’na uçaklar iniş yapamadı.’ Diğer taraftan, Yeni Havalimanı henüz bir kış mevsimi geçirmediğinden, sorunun büyüklüğü henüz tespit edilebilmiş değil. İç hat uçuşlarının tekrar Atatürk Havalimanı’na yönlendirilmesi konuşuluyor. Bitti mi? Hayır.
-GÖRDÜKLERİM!-
Net rakamları bilmiyorum, ama bir yolcu olarak gözlemlerimi aktarayım. Dev binalar yapılmış, eski havalimanı ile yeni havalimanı arasında yolcu sayısı olarak zannederim, totalde hiçbir şey değişmedi. Hatta Sabiha Gökçen’in bu süreçteki büyümesine bakarsak, buradaki eziyeti çekmemek için, yolcuların çoğu Sabiha Gökçen havaalanına kaydı. Dolayısıyla, küçülmeden söz edilebilir. Masraf var, gelir yok! Bitti mi? Hayır!
Alana inen her uçak, dakikalarca taksi modunda gitmek zorunda. Yolcular da inerken ve binerken, binlerce adım yürümek durumunda. Yürümede güçlük çeken yaşlılar ve sağlık sorunu yaşayan insanlar, mutlaka görevli ekiplerden yardım almak mecburiyetindeler.
BANA SOR!-
Terminal binasında, her yirmi-otuz metrede, tişörtünde ‘bana sor’ yazılı gençler etrafta cirit atıyor. Gözünüzün alabildiğine uzaklara kadar giden, onlarca metre eninde, yüzlerce metre uzunluğunda koridorlar var.
Dünyanın en büyük yatırımı, ama gelin görün ki; yarım yamalak, sırf gösteriş için yapılmış, hizmet görünümlü yapı. Kamuya maliyeti kadar, işletme giderlerinin yüksekliği vatandaşa fazlasıyla yansıtılıyor. Düşünün, havaalanına ulaşım için ödenen taksi ücreti, uçak biletinin iki üç katına ulaşıyor. Geliş katı ucubesi, yolcuyu ‘ulaşımı tekelleştirmiş’ olanların ağına düşürmek için kurulmuş tuzak gibi.
-PEKİ, NİYE?-
Yolcu sayısı artmadı, biletler ucuzlamadı, daha hızlı ulaşım olmadı. Peki, niye yapıldı? Ya peki, eski havaalanı ne oldu? Yabancılar, eskisinin kapatılıp yerine park yapılacağını duyduğunda kahkaha atıyor. İsraf, yolsuzluk, usulsüzlük, iş bilmezlik, rant, beceriksizlik, ucube ve her türlü olumsuzluk, bir yapıda ancak böyle birleşebilirdi. Ve sonunda da, halka hizmet olarak yutturulan en büyük icraat bu. Getirisi bir hiç olan, milyar dolarlar harcanan dev bir yapı…
Peki, ilgili kurum yöneticileri neyle meşgul derseniz… Uçağa alınmayacak gazeteleri elemekle, rakip partinin yönetimine geçen devletin su şirketini tecrit etmekle ve referansı zayıf elemanları tasfiye etmekle! Tabi havaalanı inşaatında yaşanan iş kazaları ve ölümler de ayrı bir konu olarak ele alınmayı bekliyor…
-Tamer Yazar-