Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Önemli bir gelir kaynağı olabilir!

Hatay’ın köylerinde bulunan yabani

Hatay’ın köylerinde bulunan yabani bitkiler bilimsel bir araştırmaya konu oldu

Mustafa Kemal Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yelda Güzel başkanlığında Antakya ve Defne ilçelerine bağlı 32 köyde yürütülen çalışmalarda, yerel floranın elemanları olup geleneksel bitki çayı olarak kullanılan yabani bitkiler mercek altına alındı.
Çalışmalar sonucunda tespit edilen 9 familyaya mensup 33 tür bitkinin tamamının bazı tıbbi özellikleri olduğu ve şifa için de kullanılabilecekleri halde, bu bitki çaylarının yöre halkı tarafından tıbbi bir amaç olmaksızın, günlük yaşam rutininde çay olarak içildiği belirlendi.
Bütün bilgiler, Antakya ilçesinde yürütülen etnobotanik çalışması kapsamında yüz yüze görüşülen 182 kişiden derlendi.
Araştırmaya dayanarak kaleme alınan makalenin sonuç bölümünde, “Kaynaklarımızı verimli bir şekilde değerlendirmek açısından bu bitki çaylarının hatırlanması, yetiştirilmesi ve pazarlanması teşvik edilmelidir” denilirken, bu bitkisel çayların yetiştirilmesi sonucunda doğal, sağlıklı ve alternatif içecekler elde edilebileceği, pazarlanmaları halinde bölgeye önemli bir gelir kaynağı sağlanabileceği ve hatta işsizliğe de önemli bir ölçüde çözüm getirilebileceği vurgulandı.
Bilimsel dergilerde yayımlanan ve uluslararası konferanslarda sunumu gerçekleştirilen makalede, bu bitkisel çayların pürüzsüz çiçek aromasına sahip, herkesin zevkine uyabilecek çaylar oldukları vurgulandı; çok amaçlı tıbbi özelliklerine yer verilirken, bilimsel adlarıyla beraber yerel adları şöyle sıralandı:
Amanos dağ çayı (Daz çayı), Şenköy çayı, Yenidünya çayı (Gidinya), İğde çayı (Barsin), Hatmi (Hıttayme), Ada çayı (Buhur otu, ana baba bohuru), Menekşe (Minefsec), Dağ çayı (Zevfa), Ölmez Çiçek (Gudame), Halil İbrahim kekiği (Zahter), Yabani rezene (Şımra, Şimura), Papatya (Babaniç, Beybuneç, Kuhen), Meyan (Peyan), Dağ kekiği, Laden, Keçi Boynuzu (Harnup), Yarpuz (Yarpız, Kırneyya), Taş nanesi, İnce hatmi, Ihlamur, Alıç (Zaarur), Kırmızı alıç (Masmus), Kuşburnu, Nisan gülü, Böğürtlen.
Konuya ilişkin görüşlerine başvurduğumuz Doç. Dr. Yelda Güzel, şunları söyledi:
“2012’ten beri Hatay genelinde bir etnobotanik çalışması sürdürüyoruz. Yani köyleri gezerek, yaşlılarımızdan, şifalı, yenebilir/içilebilir, boya, eşya vb. yapımında kullanılan bitkilere dair bilgileri derliyoruz. Çalışmamızın son iki yılını, ‘biyoçeşitliliğe dayalı geleneksel bilginin derlenmesi projesi’ kapsamında Orman ve Su işleri Bakanlığı finanse etti.
Hatay, projenin başlangıç iliydi. Buradan sonra Türkiye’nin bütün illerinde yapılması hedefleniyor. Biz çalışmalarımızı bu yaz itibariyle bitirdik. Sonuçları Bakanlığa ileteceğiz. Ayrıca çalışmalarımızın sonuçlarını yayınlamaya devam edeceğiz. Şu an için şifalı bitkileri ve burada bahsi geçen çay bitkilerini bilimsel dergilerde yayınladık. Şunu da vurgulamak gerek, bu bilgilerin çoğu unutulmaya yüz tutmuş, artık uygulanmıyor. Yaşlılarımızın, ‘çocukluğunuzda, çay yaygın değilken çay yerine ne içerdiniz?’ sorusuna verdikleri yanıtlar. Bugün günlük hayatımızda vazgeçilmez bir yeri olan çayın ilimizdeki geçmişi, özellikle kırsal kesimlerde ancak 60-70 yıl öncesine dayanıyor. Kırsaldaki 70 yaş üstü yaşlılarımızın belirttiğine göre, çocukluklarında çay az bulunan bir lükstü. İşte o dönemlerde, doğadaki çeşitli bitkiler demlenip hem şifa için hem de gündelik hayatta çay olarak içiliyormuş. Bulguların çoğu bizim için de şaşırtıcıydı. Örneğin, kokulu yabani mor menekşenin eskiden çay olarak içildiğini sadece birkaç yaşlı vatandaşımızdan duyduk. Çocukluklarında bahçelerden toplar kuruturlarmış. Kışın keyifle içerlermiş. Araştırınca, bilimsel adı Viola odorata olan kokulu menekşenin çayının dünyaca bilindiğini, hatta ticari değeri olduğunu öğrendik.
Bu projenin amacı, unutulmaya yüz tutmuş bu geleneksel bilgilerimizi kaydetmek, yitirilmeden kurtarmaktı. Bu bilgilerden, topluma yaygın faydası olabilecekler mutlaka çıkacaktır. Özellikle gıda ile ilgili olanlar, sağlığa olumlu ya da olumsuz etkileri bakımından araştırıldıktan sonra önemli birer alternatif tarım ürününe dönüşebilirler.” -Orhan Tüleylioğlu-