Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Mağaracık ve Hıdırbey’de, tapulu arazilere izinsiz girilerek ağaçlar kesildi, makinelerle müdahale edildi. Avukat Cuma Irmak, yapılan işlemleri “bilimsellikten uzak” sözleriyle eleştirerek Samandağ Kaymakamlığı’na net bir çağrıda bulundu: “Kaç dönüm hazine arazisi var, açıklayın!”
Kamulaştırma sürecinde tansiyon yükseldi
Hatay’ın Samandağ ilçesinde bulunan Mağaracık ve Hıdırbey mahallelerinde yaşanan son gelişmeler, mülkiyet hakkı tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Dün sabah saatlerinde bazı tapulu arazilere izinsiz şekilde girilerek, çok sayıda ağaç kesildiği ve iş makineleriyle müdahalede bulunulduğu öğrenildi. Olay yerinden gelen görüntüler ve tanıklıklar, mahalle halkında infial yaratırken, konuyla ilgili bölge halkı ve hukukçular bir araya geldi.
“Yapılan işlemler bilime değil keyfiyete dayanıyor”
Toplantıya katılan ve bölge halkının avukatlığını üstlenen Avukat Cuma Irmak, yaşananlara sert tepki gösterdi. Irmak, yapılan uygulamaların bilimsel hiçbir temele dayanmadığını, aceleyle ve halkın bilgisi dışında yürütüldüğünü ifade etti: “Burada yapılan çalışmalar bilimsellikten tamamen uzak. Ne zemin etüdü var, ne iklim değerlendirmesi ne de mühendislik raporları. Ama halkın tapulu malına dozerlerle giriliyor,” diyen Irmak, hukukun ve kamusal şeffaflığın yok sayıldığını belirtti.

“Samandağ’da kaç dönüm hazine arazisi var?”
Açıklamasının devamında Samandağ Kaymakamlığına da çağrıda bulunan Irmak, halkın aklındaki en temel soruyu gündeme taşıdı: “Madem ihtiyaç var, madem kamu yararı gözetiliyor; o halde Samandağ’da kaç dönüm hazine arazisi var? Bunu kamuoyuna açıklayın! Sürekli yurttaşın tapulu mülküne müdahale ediliyor, bu kabul edilemez.”
Irmak, bu çağrının halk adına yapıldığını ve sürecin hukuki zemine taşınacağını da sözlerine ekledi.
“Deprem mağduru halka ikinci bir travma yaşatılıyor”
Hatay genelinde hala 6 Şubat depremlerinin izleri silinmemişken, bölge halkı yeni bir belirsizlikle karşı karşıya. Cuma Irmak, bu durumun yalnızca hukuki değil, psikolojik bir travma boyutu da taşıdığına dikkat çekti: “Zaten evini, toprağını, yakınlarını kaybeden insanlar, şimdi de elindeki kalan son şeye, mülküne el uzatıldığını görüyor. Bu yalnızca bir mülkiyet hakkı ihlali değil, aynı zamanda bir toplumsal huzursuzluk kaynağıdır.”
Süreç nasıl ilerleyecek?
Bölgede yaşanan bu gelişme sonrasında 3 Etap TOKİ inşaatı ile ilgili 4 duruşmanın 20 Mayıs’ta görüleceğini söyleyen Irmak ve beraberindeki hukukçular, olayın takipçisi olacaklarını ve her türlü müdahaleye karşı hukuki yollara başvuracaklarını ifade etti.