Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murad DEMİRKOL

Ülkü Tamer ve Salgın Günleri

Bir heceye anlam yüklerken onu işlemekten başka bir şey düşünmemek…

Geldiğimiz yolun işaretlerine kanmadan ya da gitmemiz gereken yolun kaygısı…

Bir bakıma çıkış noktası
Bir bakıma çocukluğuna özlem…

“İnsan anlamışsa ansızın, başladığını
Gökyüzünün, ayaklarının ucunda…”

“Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.” diye yazmış bir şiirinde.

Öldükten sonra değerli olmanın ve anılmanın çatışkısı birazda…

Sanatsal anlamda ürettikleri üzerine konuşmak istemeyen hatta çok konuşmayı sevmeyen bir şair…

Ama neredeyse genç şairlerin hepsinde emeği var…

“Durgun bir yolculuk, uzun bir şapka
Artık yaprakları beklemektedir…”

Yetmişin üzerinde kitap çevirmiş, öyküler yazmış, antolojiler hazırlamış, dergi ve yayınevlerinde yönetmenlik yapmış, sözleri şarkılara düşmüş, oyunculuk yapmış bir şair Ülkü Tamer.

Şiirin zaman karşısında ki mücadelesini, insana bakışını anlamak için şiirlerini okumak kâfiydi aslında. Nisan ayının başında, “Bir soğuk yel eser / Üşür ölüm bile…” diyerek kavuştu yıldızlara…

*

29 Mart-4 Nisan 2021 tarihleri arasında kutlanacak Kütüphanecilik haftasının ana teması , “Pandemi Sürecinde Kütüphanecilik”

Okuma alışkanlığını ve zevkini geliştirmek, kitap sevgisini artırmak ve halkı bilinçlendirmek temel amaç…

Dijital çağda hızla değişen koşullar, dokunduğumuz sayfaları uzaklaştırsa da, kütüphanenin kulağımıza fısıldadığı o duruluk, o sessiz bilgelik hiç eskimiyor…

Okumak, belki karamsar düşüncelerden sıyrılmanın öyküsüne sığınmak…

Sözcüklerin sihirli dokunuşuna teslim olmak…

Boşluğa uzanan ruhsal derinlik ya da zamanın sıfır noktasına taşınma hali…

Tahsin Yücel’in Gökdelen adlı eserinde yazdığı “Belki de günü yaşamanın önemini kavramak için hangi yılın hangi ayında ve hangi gününde olduğumuzu her sabah üst üste on kez yinelemek gerek…”

Ya da Gabriel Garcia Marquez’in, Kolera Günlerinde Aşk adlı eserinde yazdığı gibi; “İnsanlar bir kere doğmazlar. Bu iş annelerinin onları doğurduğu gün bitmez. Fakat hayat yeniden ve yeniden onları kendilerini doğurmaya mecbur eder…”

Salgının yeniden tırmanışa geçmeye başlamasıyla yeni kısıtlamalar uygulanmaya başlandı.

Ancak toplu ulaşımla, servislerle işe gitmek ve çalışma zorunda olan milyonlarca emekçi var…

Mağaza ve market çalışanları

Ev işçisi kadınlar gerek virüs gerekse ekonomik yönden en yüksek risk gurubunda

Özellikle yoğun çalışılan kalabalık işyerleri;

İşçilerin bir arada yakın çalıştıkları, yemek yedikleri yerlerde önlemlerin alınması gerek…

Zor zamanlarda hepimiz ruhsal açıdan kırılgan bir dönemden geçiyoruz…

Bu etkilerden kurtulmak ve etkileri en aza indirmek için sorunun kaynağını doğru bilgilerle tanımak ve mücadele yöntemlerini uygulamak zorundayız…


BRUEGEL, Ülkü Tamer
YAZIN BİTTİĞİ, Ülkü Tamer

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER