30 Nisan’da Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) ile Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği iş birliğinde, Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen “Yoğun Bakımda Güncel Yaklaşımlar” başlıklı sempozyumda, deprem sonrası sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürüldüğü Hatay’daki örnek başarı öyküsü katılımcılarla paylaşıldı.
“Kaybedecek neyimiz kalmıştı?”
6 Şubat depremlerinde büyük yıkıma uğrayan Hatay’da, sağlık sisteminin ayakta kalmasını sağlayan HMKÜ’nün mücadelesi sempozyumun merkezindeydi. Üniversite Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren, konuşmasında yaşadıkları büyük kayıpları ve verilen mücadeleyi duygularını gizleyemeyerek anlattı. “Benim rektör yardımcım, özel kalemim, kardeşim vefat etti. Ama biz yine de görevimizin başındaydık,” diyen Eren, “Bu şehirde sağlık hizmeti almak artık bir lüks değil, yaşamak için bir zorunluluktu. Ne personel eksikliği ne de malzeme yetersizliği bizi durdurabildi. Bahane üretmedik, sağlık hizmeti ürettik,” sözleriyle kriz döneminde gösterilen azmi vurguladı.
Sahra hastanesinde yeniden doğan sağlık hizmeti
Depremde özel ve devlet hastanelerinin büyük hasar gördüğünü belirten Rektör Eren, üniversite hastanesinin de tahliye edilmek zorunda kalındığını ifade etti. Ancak bu zorlu süreçte dahi sağlık hizmetleri otoparkta kurulan sahra hastanesinde sürdürülerek Hatay halkı yalnız bırakılmadı.
Sempozyumda sağlık hizmetlerinde gelinen noktayı da değerlendiren Rektör Eren, “Ameliyathanelerimizi modernize ettik, yoğun bakım kapasitemizi iki katına çıkardık. Çatımız akmıyor, yangın sistemlerimiz kuruldu, tüm eksikleri tamamladık,” diyerek gelinen noktayı “bu dünyada örneği zor bulunan bir başarı” sözleriyle tanımladı.
“Hemşireler yerdeydi ama pes etmedi”
HMKÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Onur Koyuncu da konuşmasında, deprem sürecindeki fedakârlıklara dikkat çekti. “O günlerde hemşirelerimizin yerde yattığını, ağladığını ama yine de ‘biz yaparız hocam’ dediğini gördüm. Bu fedakârlık bize de güç verdi,” diyerek sağlık çalışanlarının özverili tutumunu anlattı.
Başhekim Koyuncu ayrıca sadece afet sürecinde değil, sonrası dönemde yapılan akademik çalışmalar ve kapasite artırımıyla hastanenin örnek bir model haline geldiğini vurguladı.
“Sağlıkta sürdürülebilirlik, yoğun bakımda başlar”
Hatay Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Tambağ ise, yoğun bakım ünitelerinin sağlık sistemindeki kritik rolüne değindi. “Gelişen tıp teknolojisi, değişen hasta profili ve sağlık politikaları doğrultusunda bu alanın sürekli güncellenmesi gerekmektedir,” diyen Tambağ, bilimsel toplantıların sadece bilgi değil, dayanışma üretme açısından da değerli olduğunu ifade etti.
Mesleki dayanışmanın kalpten gelen gücü
Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği Başkanı Dr. Ebru Kıraner, Aralık ayında planladıkları sempozyumun gerçekleşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu toplantının yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda mesleki dayanışmanın samimi bir yansıması olduğunu belirtti. “Pandemi ve deprem gibi zorlu dönemlerde yaşadığımız acılar mesleğimizi daha da güçlendirdi,” dedi.
Sempozyumda konuşan Başhemşire Yardımcısı Senem Yüksel ise yoğun bakım alanında güncel tedavi yaklaşımlarının ve klinik deneyimlerin paylaşılacağı oturumların önemine değindi.
“Bu şehir sağlıkla yeniden ayağa kalkıyor”
Sempozyuma katılan Hatay İl Sağlık Müdürü Dr. Sıtkı Sönmez de tüm katılımcılara ve düzenleme kuruluna teşekkür ederek, sempozyumun verimli ve başarılı geçmesini temenni etti.
Tüm konuşmalarda ortak vurgu ise netti: Hatay, sağlık çalışanlarının özverisiyle yeniden ayağa kalkıyor. Bilimsel gelişimle birlikte, insan hayatına dokunan bir irade, sağlık alanındaki direnişi büyütmeye devam ediyor.