Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Neval Oğan Balkız

YİNE “YAKMA” ÇAGRILARI

 

Yine aynı “tekbir” sesleri!
Yine “kahrolsun laiklik, yaşasın şeriat” naraları! Yine “Kemalist” dedikleri, “laik” dedikleri , “kendilerinden görmedikleri” kesimlere ölüm tehditleri!
Toplum bunları, Sivas Madımak’ tan biliyor, hatırlıyor!

Otuz iki yıl önce 2 Temmuz’da, Pir Sultan Abdal Kültür Şenlikleri’nin dördüncüsüne katılmak üzere, Sivas’ta bulunan onlarca sanatçı, tiyatrocu, yazar, şair ve katılımcı; konakladıkları Madımak Oteli’nde sekiz saat süre ile abluka altına alındı. O cuma günü, camiden çıkan ve örgütlü biçimde otelin çevresini dolduran binlerce kişinin kuşatması altında; her türlü sözlü ve fiziki saldırıya maruz kaldı. Oteli taş yağmuruna tutan güruh “Cumhuriyet gidecek, şeriat gelecek”, “İslamın ordusu laiklerin korkusu”, “Şeriat gelecek zulüm bitecek” sloganlarıyla otelin içine girmeye çalıştı. Sekiz saat boyunca, herkesin gözü önünde, galeyan arttı, sloganlar yükseldi!…Ve otel, yakıldı. ikisi otel görevlisi, otuz beş kişi yanarak, can verdi!

Aynı gruplar,
İstiklal Caddesinde,
Leman Dergisi önündeydi bu kez!

Bağırıyorlar, öldürme, binayı yakma çağrıları eslşliğinde, binaya saldırıyorlar!

Polis, “sükunetimizi koruyalım” “sloganlarınız kanuna aykırı” diye uyarıyor yalnızca…
Oysa, İstanbul’ un göbeğinde, Anayasal düzeni değiştirmek amaçlı gösteri yapılıyor (ister gündem değiştirmek amaçlı, ister Saraçhane’ de yapılacak eylemi gölgeleme amaçlı, ister tabana mesaj verme vb amaçlı olsun, bu yapılanın niteliği değiştirmez) ve “yaşasın şeriat” diyerek “anayasayı ihlal suçu işleniyor.

TCK da açıkca tanımlı ( Anayasayı ihlal suçu TCK 309, halk arasinda korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit TCK 213, halkı kin ve duşmanlığa tahrik ve aşağılama TCK 216,)
suçları örgütlü şekilde icra ediliyor, ve toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu da ihlal ediliyor.

Anayasayı Ihlal Suçu

Türkiye Anayasasının başlangıç kısmında, “lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı” yazılıdır!

Madde 2.”Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”

MADDE 14- (Değişik: 3/10/2001-4709/3 md.)

Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

24.Madde …Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.” Denilmektedir!
Yapılan tekbirli,şeriat istemli, oldürme tehditli gösteri, anayasayı ihlal suçudur, kamu güvenligini bozacak sekilde halkı korkutma amaclı tehdit suçlarıdır.

Niyet okumalarla suc uretilir, insanlar yaka paca göz altına alınırken,
bu suçu işleyenlere
yine “bir kac öfkeli genç” mi denilecek? Ya da Madımak Katliamı sonrasında Mesut Yılmaz’ ın dediği gibi “bunlar bir futbol maçı sonrasında da yaşanabilecek olaylar” denilerek görmezden gelinecek ve unutturulacak mı?

Hedef Laik Cumhuriyet!

Laiklik, Turkiye’ nin ana davasıdır! Laiklik karşıtı gerici zihniyetler tarafından katledilmiş olan ünlü hukukçu Prof. Dr. Muammer Aksoy: “Türkiye’nin ana davası, laikliktir. Laiklik ilkesinin kalktığı bir Türkiye, çağdaş uygarlık düzeyine kesinlikle ulaşamaz. Çünkü şeriatın yarısı ibadet ve inançla, öbür yarısı devlet düzeniyle ilgilidir! Dolayısıyla laiklik, Türkiye’nin, Türk devletinin yaşam sorunudur” diyordu.
Evet, laiklik anlamı ve bütulün unsur ve bağlamlarıyla ,Türkiye’ nin ana davası ve yaşam sorunudur!
Bu “gerçeklik” asla unutulmamalı!
Özellikle, dünyanın yeniden çok katmanlı Orta Çağlara doğru sürüklendiği/ yuvarlandığı ve özellikle bölgede cihatçı selefi yapıların eliyle yürütülen vekalet savaşlarının koşullarında! Zira bu gerçekliğie uygun bir tarihsel kavrayış ve toplumsal siyasal yapı oluşturulamaz ise, Madımak Katliamının otuz iki’ nci yıl dönümü haftasında, ‘farklı bir hafızanın’ hortlatılarak, topluma mesaj verilmek istenmesinde olduğu gibi, bu yapıların, birilerinin elinde araçsallasmış ideolojik bir aygıt olarak, her an “Türkiye için bir yaşam sorunu” oluşturabilecek , toplum bütünlüğü ve güvenliğini parçalayacak tehdit oldukları, unutulmamalıdır.
Laiklik, toplumun ve devletin yaşam güvencesidir. Toplumsal acılar yaşanmaması, güvenlik ve bütünlük içinde, barış ve özgürlük koşullarında yaşamak için, laiklik ilkesini ve gereklerini savunmak, gereklerinin yerine getirilmesini talep etmek, herkesin sorumluluğudur.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER