Birlikte yaşamı çakıl taşlarına işleyen bir şair Küçük İskender. Şiirlerinde karakter yaratmaktan çok, gerçekle yüzleşmeyi seçen… Yarattığı sözcüklerle köşelere ama en köşeler süzülen…
Bıçak gibi, çakı gibi, çakıl gibi…
Önce kendini acıtan, sonra okurunu…
Seni ne çok kedi tırmalamış anne
camlara baktım ordamısın hala
dün akşam haydutlar bıçaklamış bir karanfil
kaçamamış vurmuşlar ölememiş solmuş…
Sabahattin Ali yazdıklarıyla hayatı kodlamıştır aslında… Kahkaha, dost sohbeti, hüzünlü bir başkaldırı, bir ayrılık habercisi…
Yağmurla cebelleşen adımlar,
Soğuk bir havada girilen deniz,
Sebepsizce dökülen gözyaşı…
Korku uslanmaz bir duygu olsa da, artık yakınındadır Sabahattin Ali’nin. Ve yakında olan hiç bir duygu korku değildir aslında. Çünkü gerçekler içine o kadar işlemiştir ki, bu anlamsız duyguyu kucaklamıştır bir bakıma…
“Neydi bu içinden çıkılmaz meseleler?
Neydi bu mavi göğe veya sevgili bir yüze bakmayı zevk olmaktan çıkaran hisler?”
Sanatsal anlamda ürettikleri üzerine konuşmak istemeyen hatta çok konuşmayı sevmeyen bir şair Ülkü Tamer…
Kendine özgü imge dünyası ve sade söyleyişiyle dikkati çekti.
Keskin bir ironi ve derin acıların kesiştiği hecelerle…
“Geceleyin karanlıkta
Yıldız tuttum gök içinde…”
Manşetlerin gerisinde durmak, mütevazı bir yaşamın garip karşılığı olarak da tanımlanabilir…
İhsan Yüce sevdiği için yazmış, âşık olduğu için oynamış…
Çünkü yığınlar, yaşamın her aşamasında, yapıtın niteliğinden çok görünür olmasına yönelmiştir.
Tekrarlı şöhretine…
“Ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım
Şehrin hizbe sokaklarında…
İnsana dair en sıradan meseleyle ilgilenen uzun bir şiir serüveni yaşadı Orhan Veli.
İnsan kaçırdıklarını anımsamak istiyor sanki…
Mutluluk barındırmayan bir yerkürenin geçmişiyle kavgalı bireyleri için geçmiş ne kadar pembeyse artık…
Çok çabuk tüketilen zamanın, çok çabuk unutulan zikzakları mesela…
“Baka kalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam…”
Melih Cevdet Anday’ın şairliği durmadan değişmiş, sürekli bir gelişme göstermiştir.
Fıkra yazarlığı, sanat sayfası yöneticiliği, denemeler…
Toplum, mitoloji ve çatışkılar…
“Sessizliktir ateşin yanındaki kütük
Suyun ışık değmiş kabuğu…” diye yazmış Ağulu Mantar adlı şiirinde.
Salgın her yaştan bireyi etkilemeye devam ediyor.
Duygusal bağları güçlendirmek gerek…
Bilimsel veriler ışığında, umut duygusunu korumak ve olumlu düşüncede ısrar etmek…
Kaygıyı doğru yönetebilmek…
Murad DEMİRKOL
YORUMLAR