Bir Genç Kızın Anıları kitabında Simone de Beauvoir: “Bir gün annemin bulaşıklarına yardım ediyordum. Annem tabakları yıkıyor, ben kuruluyordum. Mutfağın penceresinden, itfaiye barakaları ile başka evlerin mutfakları görünüyordu. Bu mutfaklarda da başka kadınlar, tavalar ovuyor, tencereleri parlatıyor, tabakları yıkıyor, sebze ayıklıyorlardı. Her gün öğle yemeği; akşam yemeği; her gün bulaşık; her gün temizlik; saatler boyu uzayan bir hiçlik; hiçlikten öte bir yere ulaşmayan bir sonsuzluk. Ben böyle yaşayabilecek miydim? […] Bir yandan tabakları dolaba yerleştirirken, ‘hayır’ dedim kendi kendime. Benim yaşantım, bir yerlere ulaşacak mutlak”
Yüzyıllar boyunca çeşitli coğrafyalardan kadınlar varlıklarını kabul ettirmek için büyük bir çaba harcadı…
Kısıtlı olsa da seslerini duyurabildi…
Toplumsal cinsiyet algısı hemen her coğrafyada kendini bir şekilde var etmiştir…
Kadının ev dışında daha aktif bir rol alması ise daima bir sorun olarak görülmüştür…
Fakat kendini birey olarak gören kimi kadınlar, tüm yok sayılmalara inat, üretime katılarak kadının varlığını hissettirmeyi başardı ve başarmaya devam ediyor…
Şair Nigar Hanım
Şair Yaşar Nezihe
Tiyatro Oyuncusu Afife Jale
Kadın- ikinci cins 3 adlı eserinde Beauvoir: “Kadın, güçsüzlüğü değil, güçlülüğü içinde; kendinden kaçmak değil, kendini bulabilmek, var olmaktan istifa etmek değil, varlığını olumlamak üzere sevebildiği gün, aşk hem onun, hem de erkek için korkunç bir tehlike olmaktan çıkıp bir yaşam kaynağı haline gelecektir.”
İlkler diye geçse de, ilk ya da sonrası, zamanı tetikleyen bir fikir, bir resim, bir tiyatro oyunu…
Dünyada koronavirüs ile birlikte olağanüstü bir dönemden geçmeye devam ediyoruz. Dünyanın pek çok yerinde olağanüstü koşullar yaşanıyor…
Herkesin evde kalması gerektiği bu süreçte, kadınlar için zorluklar katlanarak büyüdü…
Ve elbette devam eden savaşlar ve göç…
ILO verilerine göre Dünya genelinde 70 milyon civarında göçmen kadın işçi çalışıyor…
Ve elbette maruz kaldıkları toplumsal damgalama
Düşük ücret
Şiddet
Taciz
Ama buna rağmen birey olma ve tarihe yön verme mücadelesi kadınların avuçlarında büyüdü…
Kimyager ve fizikçi, Madam Curie
Matematikçi Ada Lovelace
İrlandalı astrofizikçi Jocelyn Bell Burnell
Rus matematikçisi Sonja Kowalewsky
En gelişmiş ülkelerde dahi belirgin bir ayırım sürerken,
Okuma-yazma bilmeyen ve eğitim hakkından mahrum 1 milyardan fazla yetişkinin 2/3’ü kadınken
Dünyada her 3 kadından 1’i hayatının bir döneminde şiddete maruz kalıyorken;
Her şeye rağmen tarihte iz bırakanların sayısı az değil…
Antik Çağ’ın bilinen ilk kadın filozofu Krotonlu Theano’dan tutun,
Fransız yazar ve filozof, biyografi ve otobiyografi yazarı, gazeteci; Simone de Beauvoir’a
Ve geçen hafta aramızdan ayrılan Adalet Ağaoğlu…
Murad DEMİRKOL
YORUMLAR