20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nü geride bıraktık. Daha önce yüzlercesini bıraktığımız gibi ardımıza bakmadan…
“İçimdeki çocuk hiç büyümedi. Sesini çıkarmadan sustu, oturdu içimde. Orada öylece yıllar yılı bekledi…” diye yazmış Murathan Mungan
Açlıktan, hastalıktan ölen, evlendirilen, istismara uğrayan, çalıştırılan, kaçırılan çocuklar…
Çocuk hakları ve çocuk emeğinin sömürülmesi ve çocuk işçiliği ile mücadele dünyanın gündemine özellikle 1990’lı yıllarda girmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20.11.1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’ne göre “çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır.” (madde 1)” denilerek onsekiz yaşına kadar her insan çocuk olarak ele alınmıştır.
Avrupa Birliği’nin 09.12.1989 tarihinde kabul ettiği Çalışanların Temel Sosyal Hakları Topluluk Şartı17’nın 20. maddesi asgari çalışma yaşının zorunlu eğitimi bitirme yaşının altında ve her halde 15 yaşın altında olamayacağını ve madde 22’de 18 yaşından küçükler için gece çalışmasının yasaklanmasına ve çalışma sürelerinin sınırlandırılmasına yer verilmiştir.
Fakat buna rağmen dünyada çocuk işçiliği konusunda ilerleme sağlanmamıştır.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından Uluslararası Göç Örgütü ile ortaklaşa gerçekleştirilen araştırma dünyadaki modern köleliğin gerçek boyutlarını ortaya koyuyor. Açıklanan veriler, 5 ile 17 yaşları arasında olan yaklaşık 152 milyon çocuk işçinin varlığından söz etmektedir.
Çocuk işçiler bugün de ağırlıklı olarak tarım sektöründe toplanmıştır ( %70,9). Çalışan her beş çocuktan hemen hemen biri hizmet sektöründeyken (%17,1) %11,9’u da sanayide çalışmaktadır.
64 milyonu kız ve 88 milyonu erkek olmak üzere 152 milyon çocuk çalışma yaşamındadır ve bu da dünyada her on çocuktan hemen hemen biri anlamına gelmektedir.
5-17 yaş grubundan çalışan çocuk sayısının en yük ek olduğu bölge Afrika’dır (72,1 milyon)
5-14 yaş grubundan olup çalışan çocukların yaklaşık üçte biri eğitim sisteminin dışındadır.
5-14 yaş grubundan çalışan çocukların yüzde 38’i tehlikeli işlerdedir ve 15-17 yaşlarında olanların neredeyse üçte ikisi haftada 43 saatten fazla çalışmaktadır.
“Büyümek, yetişkinlik, olgunluk, yaşlılık, ihtiyarlık, hepsi boştur. İnsanın varlığını, içinde en merkezi noktaya yerleşmiş bir çocuk yürütür, yönetir, yönlendirir. İnsan, çocuklukta ortaya çıkar ve ömrü boyunca o ortaya çıkışın sonucuna katlanarak yaşar…” diye ekliyor John Sutherland
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nce “Çocuk Hakları Günü’’ nedeniyle yapılan açıklamada, çocukların ihlal edilen hakları şöyle sıralandı:
-Engelli, mülteci, mahpus, azınlık gibi dezavantajlı çocuk gruplarının eğitimlerinin sağlanması için gerekli düzenlemeler yeterli ölçüde sağlanmadığından çocukların eğitime erişim hakkı ihlal edilmiştir.
– -Çocuğun ekonomik sömürüden korunma hakkı ihlal edilmiştir.
-Günümüzde artık ‘çocuk gelin’ teriminin ortadan kalkması gerekirken, Avrupa’da erken yaşta çocuk evliliklerinde ülkemiz ilk sıradadır. Bu sebeple çocuğun gelişme, dinlenme ve oyun hakkı ihlal edilmiştir.’’
Charles Dickens, Büyük Umutlar adlı eserinde, “Çocukların içlerinde yaşadığı küçük dünyada, onları kim büyütürse büyütsün, haksızlık kadar içlerine oturan, onları duygulandıran başka bir şey yoktur. Bir çocuğun karşılaşacağı haksızlık küçük, önemsiz olabilir ama çocuk da küçüktür. Onun dünyası da küçüktür.” diye yazar.
Çocuklara yönelik suçlarda hafifletici sebep aranamayacağını belirten CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, “Çocuklarımız, sadece kaybolma tehlikesiyle değil, taciz ve tecavüz gibi insanlık suçlarına da maruz kalıyor” dedi.
TÜİK’in verilerine göre, son on yılda yüz yetmiş sekiz bin altı yüz kırk bir çocuğun kaybedildiğine dikkat çeken Tekin, “Bu büyük bir toplumsal yaradır.
Şükrü Erbaş’la bitirelim…
“Adımlarını öperim çocuk
Öyle uzak durma ne olur…”
YORUMLAR