3 Mart cumhuriyet tarihimizin bir dönüm noktası, bir ilk adımın atıldığı gündür.
3 Mart’ta 3 devrim yasamız yürülüğe girmiş ve böylece çağdaş ülkeler arasındaki yerimiz belli
olmuştur.
3 Mart’ta halifelik kaldırılmış, Şeriyye ve Evkaf Vekaleti kapatılmış, eğitim ve öğretim birliği kabul
edilmiş, böylece Türkiye laik bir devlet olma yolunda önemli eşiklerden birini daha aşmıştı.
Devrim yasalarının kabülünün 101. yıl dönümünde maalesef bazı ödünler verilmek suretiyle geriye
gidişin ayak sesleri duyulmaya başlamıştır.
Bu gidiş devam ederse gelecek günlerin aydınlık değil karanlık olacağı şimdiden görülmeye
başlamış ve bu nedenle de tedbirler alınması gereği ortaya çıkmıştır.
Esasında Atatürk bu günleri görmüş ve bu nedenle de cumhuriyetin korunması için gerekli
tedbirlerin alınmasını önermiş ve bu doğrultuda da olması gerek yolu göstermiş idi.
Dinin ve ordunun siyasetten ayrılması gerektiğini görmüş ve bu doğrultuda bir yol haritasını da
uygulamaya koyma yoluna girmişti.
İşte bu yapılanlar sayesinde bu günlerin aydınlık olmasının yolu açılmıştır.
Tevhid-i tedrisat kanunun kabulu ile okullar arasındaki ayrım son bulmuştur.
Yine halifeliğin kaldırımlası ile devlet laikleşmiş ve milli egemenliğin güçlenmesi ile birlikte
çağdaşlaşmaya doğru önemli bir adım atılmıştır.
Ancak cumhuriyetin ileriki yıllarında dönem dönem devrim yasalarına karşı olumsuz adımlar
atılmak istenmiş ve bu yolda sistemli bir şekilde geriyi gidişin taşları yavaş yavaş döşenmeye
çalışılmıştır.
Dün olduğu gibi bugün de bunların izlerini görmekte ve bunun üzüntüsünü hissetmekteyiz.
Bunu düşünerek hareket etmeliyiz.
Devrim yaslarına hepimizin sahip çıkması gerekir.
Devrim yasalarının Atatürk cumhuriyetinin kuruluş felsefesini oluşturduğunu akıldan
çıkartmamalıyız.
Bu yasaları sulandırmaya çalışanlarla karşılaşınca ümitsizliğe kapılmayacağız.
Aksine umudumuzu toplayacak ve hakkımızı arama yolunda sesimizi çıkaracak ve susmadığımızı
herkese göstereceğiz.
Bu ihanet karşısında susarsak, ileride bunun sonuçlarını çok ağır bir şekilde ödeme durumu ile
karşılaşacağız.
Onun için susmayacak ve hakkımız arama yoluna gideceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin laik yapısına ve kurumlarına birlikte sahip çıkacak cesareti kendimizde
bulduğumuzu, geriye gidişin adımlarını atanlara gösterecek ve duyuracağız.
Bu gücü kendimizde görecek ve bilmeyenlere de duyuracağız.
Aksine hareketin ileride cezasını çekme durumu ile karşı karşıya kalacağımızı bir kez daha
hatırlatıyoruz.
Böyle bir durumda kalmamak için susmamalıyız. Bunula ilgili gerekenleri yapmak için bir yol
haritası çizmek gerektiğini bir kez daha yüksek sesle duymayanlara duyurmak istiyoruz!
YORUMLAR