Ünlü Fransız yazar Gustave Flaubert insan olmanın yükümlülüklerinin zorluğu karşısında; “Bir daha dünyaya gelirsem bir karabatak ördeği olmak isterim; çünkü

Bu son günlerde “Rezerv alanı” ilanı, uzaktaki ülkemde belirsizliğin, güvensizliğin, tedirginliğin, endişelrin, gelecek kaygsı yaşamanın yeni bir safhası olarak hoş

Eski çağlarda, uzun yolculuklardan sonra bir geminin içinde bunalmış, umutlarını yitirmeye hazır gemicilere bir kara parçasına yaklaştıklarının müjdesini önce deniz

Çağıltılı bir nehrin kenarında durur da önünüzden köpürerek akan suya gözlerinizi dikip bakarsanız, biraz sonra başınız döner, gözleriniz kararır, düşecek

Lider; büyük halk kitlelerini, bir ulusu, bir ideal için peşinden sürükleyecek kadar dirayet sahibi olan, halkın güvenlik duygularında sevgi ve

Yazının başlığındaki ifade, TRT televizyonunda aynı isimle yayımlanan çok güzel bir belgeselle de özdeşleşen bu türküyü yıllar önce ilk kez

Birinci Körfez Savaşı sırasında, yaşlı ve saygın bir Alman savaş muhabiri “Artık yazacak tek bir satırım bile kalmamıştı” notunu bırakarak

Napolyon bütün Avrupa’yı kılıcıyla fethettikten sonra siyasetle askerliğin ilişkisini tek cümleyle özetlemişti: “Kılıçla herşeyi yapabilirsiniz, yalnızca üstüne oturamazsınız.” Kılıcını onun

Sistematik olarak ilk defa (öğrencilik ve akademik hayatımı geçirdiğim Bordeaux Üniversitrsi’nde) 1887’de çalışmaya başlayan, sosyolojinin kurucu babaları Emile Durkheim tarafından

Keşke, yüreğimin dili olsa da konuşsa. Mehmed Âkif Ersoy; “Ağlarım, ağlatamam, hissederim, söyleyemem / Dili yok kalbimin, ondan ne kadar

ANSİKLOPEDİK AHLAK “Pek çok din vardır; fakat sadece bir tek ahlak vardır.” John Ruskin Japon ahlakı… Japonya’da (ölümelere neden olmayan

Her şeyin bugünkü gibi keskinleştiği dönemler meselelerin özüne doğru sorulara götürüyor bizi. “İnsan neden yazar?” örneğin. Nasıl, ne zaman, ne

Hukukta sorumluluk en geniş anlamıyla; bir olay sonrası doğan zarardan sorumlu tutulma halidir. Sorumluluk kişinin söz konusu olayda hesap verebilmesi,

Yazdıkları görmezden gelinerek “sükût suikastı”na uğradığını belirten Ahmet Hamdi Tanpınar “Türkiye beni yedin” der ve ekler “Türkiye evlatlarına kendisinden başka

Görememek, gözlerini kapatmak yahut bir engel olarak körlüğün yanına, görme eylemini hiç tadamamanın sonucu bu duyunun bir nesil sonra tamamen

Murathan Mungan, Türk edebiyatında benim sevinçliyken okuduğum, üzgünken okuduğum, umutlu ya da umutsuzken okuduğum, öfkeliyken ya da en uyumlu, en

  Sorun çözmesini bilen bir ülke miyiz sizce? Yanıtınız büyük olasılıkla hayır olacaktır. Bir sorun sahibi olmak galiba onurumuza dokunuyor.