2024 yılı bir önemli devrimin 100. yılıdır. 3 Mart 1924’te bir günde çıkarılan 3 devrim yasasıdır. Bunlar Hilafetin Kaldırılması, Şeriye

Bir zamanlar, Turgut Özal’a Size alışamadım, alışamayacağım, diye mektup yazan bir yürekli subay vardı; Atatürkçü subay! Kanıksamak, kötülüklere alışmak belki

TC Merkez Bankası son zamanların en tartışmalı kurumlarından biri durumuna getirildi. Her şeyden önce başkan dayanmıyor. Kaç ay kalabildi bilmiyorum

Türk Devrimi, önder Atatürk’ün de vurguladığı gibi, kültür devrimidir. Altı yüz yıllık bir halk düşmanı yönetim son bulacaktır, bulmalıdır. Asıl

Sömürücü sınıfların her fırsatta hukuk dizgesine saldırıları karşısında erdemli hukukçulara ulusça çok borçluyuz. Hiç kuşkusuz Sabih Kanadoğlu yurtsever hukukçularımızın en

Kıyımlar kıyımları izliyor. Sorumlusu yok hiçbirinin. Bu kez Erzincan İliç Çöpler köyü bölgesindeki Anagold Altın Madeninde… Dokuz yiğidimiz göçük altında

Lev Tolstoy, dünya yazınının az sayıdaki ustalarından. Doğa kimi insanları yazmak için hazırlamış gibi gelir. Rus toplumunun dönüşüm dönemine rastladıklarından

11 Şubat 2024 günü bir büyük değerimizi daha yitirmenin acısı içinde kaldık; Usta Yazar Füruzan’ı yitirdik. Füruzan ilk kitabı Parasız

Türkiye görülmedik bir kargaşa içinde. Kargaşanın en yakıcı ayaklarından biri hukuk alanı. Ömür boyu hapis cezası verilenler bile şundan, bundan

Doğanın öfkesi mi bu? Kaçıncı yıkım? Yüreğim parçalanıyor. Çocuğuyla, kadınıyla, genci yaşlısıyla… Kopup yittiler, gittiler bizden. Koparıldılar. Dondular sonsuz uykularda.

Sıradan insanda, öngörülebilecek, tarihsel, geleneksel etkilerle ilişkili olarak çelişkiler görülmesi bir noktaya kadar doğal sayılabilir. Ne ki aydında, düşün insanında,

Aydın insan kitap denli, harita da okuyabilen insandır. Özellikle yurdunun haritasını, tarihini. Kavramları, düşünceleri kendi halkının tarihinden öğrenen, çıkaran insandır.

Bir zamanlar dilden düşmeyen bir tümce vardı: Kökü dışarıda! Bunun anlamı hainliğe dek varmaktaydı. Şimdi yerli ve milli diye bir

  Bugün dünyada Türk dediğinizde, Türkiye dediğinizde iki adı anımsarlar: Mustafa Kemal Atatürk, Nâzım Hikmet! Ve yine yüzümüzü ak edenler,

Mustafa Kemal Atatürk’ün cephede (Büyük Taarruz öncesi) okuduğu kitaplardan biri Reşat Nuri Güntekin’in (1889-1956) Çalıkuşu romanıdır. Güntekin tam anlamıyla Cumhuriyet,

  Dernek, Türkçemizin en güzel sözcüklerinden. Derlenmek, toparlanmak, bir araya gelmek, dayanışmak. Sanırım Goethe’nin sözüydü; önce kapımızın önünü temizlemeli, düzenlemeli,

Yeniyetmelik çağımdan beri Uğur Mumcu’yu bilirim. Uzgör (televizyon) siyah beyazdı. Öyle tane tane konuşur, öyle yiğitlikle söyler, karşıdakini öyle mantıksal

Usta Yazar Sedat Erden 1945 yılında Eskişehir’de doğmakla birlikte çocukluğu İskenderun, Mersin ve Ankara’da geçer. Askeri Hava Lisesi’nden sonra Hava

Uzun zamanın tartışma, suçlama, yaftalama konusu ulusçuluk. Milliyetçilik Arapçasıdır, ulusçulukla anlamı aynıdır. PİSA’da sürekli çakan toplumda ne yazık ki Amerka’yı

İncelikleriyle, alçakgönüllülükleriyle kimi insanlar örnek aldığım kişiliklerdir. Mış gibi yapanlar değil söz ettiğim, Prof. Dr. Kaya Türkay gibi içtenlikli, candan

Ayvalıklı aydınlar, yazarlar bugünlerde çok nen öğrendiğim bir kitap yayımladılar: Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılında Geçmişten Günümüze Ayvalık’ta Zeytin Hasadı. Görkemli bir

Çok bunaltıcı, baskılı bir yaşamdır Cemal Süreya’nınki (Cemalletin Seber). Üvey ana elinden zulüm, zorunlu iskânla Erzincan’dan göç, babanın ölümü… Bir

2024 yılına da girdik. İnsanlığa uğurlu olsun. Uğurlu olsun ya, iyi dilekte bulunmakla olmuyor. Dünyanın, ülkenin maddesel gerçekliği işlemeyi sürdürüyor.

Günün güncel konusu öyle bir sonuçlandı ki Türk ulusunun Atatürk duyarlığı yeniden doruğa çıktı. Bundan daha doğal bir nen olamaz.